Türkiye’ye hem coğrafi hem de kültürel olarak çok benzeyen Yunanistan’ın başkenti Atina her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Demokrasinin doğum yeri olarak kabul edilen Atina, sıcakkanlı insanları, popüler tavernaları, lezzetli yemekleri ve eğlenceli gece hayatıyla seyahatseverlerin radarına girmeyi başarıyor.
Atina şehri ismini savaş ve bilgelik tanrıçası Athena’dan alıyor. Yunan mitolojisine göre, Atina halkı şehre koruyucu bir tanrı seçmek için oylama yaparlar. Athena ve Poseidon seçilmek için yarışa girerler. Poseidon asasını yere vurur ve vurduğu yerden bir çeşme çıkar ve şehre su getirmiş olur. Ancak denizlerin tanrısı Poseidon’un getirdiği su tuzludur. Athena asasını yere vurur ve vurduğu yerden bir zeytin ağacı çıkar. Barışın simgesi olan zeytin, her daim çok değerlidir ve Atina halkı bu sebeple Athena’yı şehrin koruyucu tanrıçası olarak seçerler.
Antik Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine tanıklık eden Atina’da, binlerce yıllık tarihi kalıntıları görebilir, Yunan mitolojisine ilginiz varsa tanrı ve tanrıçaların hikayelerini dinlerken mest olabilirsiniz.
Nasıl giderim?
İstanbul ve İzmir’den yanlızca 1 saat 20 dakikalık bir uçuşla Yunanistan’ın başkenti Atina’ya ulaşmanız mümkün. Atina Eleftherios Venizelos Havaalanı, şehir merkezine 30 km uzaklıkta bulunuyor. Havaalanından şehir merkezine ulaşmak için X95 numaralı otobüs hattını ya da 3 numaralı metro hattını kullanabilirsiniz. Otelinizin konumuna göre aktarma yapmanız gerekiyorsa, havaalanında bulunan biletmatiklerden, 90 dakika boyunca sınırsız olarak kullanabileceğiniz toplu taşıma kartlarından satın alabilirsiniz. Eğer seyahat planınızı hazırlarken, sürekli toplu taşıma kullanmanızı gerektirecek bir rota çizdiyseniz, 24 saat boyunca sınırsız olarak tüm toplu taşımalarda kullanabileceğiniz Athens Card almayı düşünebilirsiniz. Grup halinde seyahat ediyorsanız ve şehir merkezine ulaşmak için taksi kullanmak istiyorsanız, Uber uygulamasının şehirde iyi çalıştığını söylemek mümkün.
Neye ihtiyacım var?
Yunanistan, Avrupa Birliği üye ülkelerinden biri olduğu için, Atina’ya seyahat etmek isteyen bordo pasaportlu Türk vatandaşlarının Schengen vizesine sahip olmaları gerekiyor. Yeşil pasaport sahipleri ise vize almadan ülkeye giriş yapabiliyorlar.
Ne zaman gitmeliyim?
Ilıman bir iklime sahip olan Atina, yılın her mevsiminde seyahat edilebilecek bir şehir. Kış aylarında en düşük sezonunu yaşayan şehirde, uygun kıyafetleri tercih ederek, ekonomik bir tatil planlayabilirsiniz. Sıcaklıkların 40 derecelere ulaştığı yaz aylarında ise şehirde yüksek sezon yaşanıyor. Atina’dan Yunanistan’ın adalarına geçip deniz tatili planlamayacaksanız bu sezon şehri gezmek için çok uygun olmayabilir.İlkbahar ve sonbahar ayları ise tüm Avrupa’da olduğu gibi Yunanistan’da da gezmesi en keyifli olan zaman dilimi.
Nerede konaklamalıyım?
Atina konaklama seçenekleri oldukça fazla olan bir şehir. Şehir merkezinde ve gezilecek yerlere yakın bir konumda konaklamak için Plaka bölgesini tercih edebilirsiniz. Şehrin en popüler yerlerinden biri olan Plaka’da konaklamak ise epeyce maliyetli. Syntagma Meydanı’nda konaklamak Plaka’ya göre daha hesaplı olacaktır. Üstelik metro güzergahında olacağınız için istediğiniz her yere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Akropolis’e yürüyerek 15 dakikada ulaşabileceğiniz Monastraki bölgesi de konaklama için tercih edilebilir. Düşük bütçeli bir gezginseniz şehrin bohem yüzü Psiri’de her bütçeye uygun konaklama seçeneği bulabileceğinizi söyleyebiliriz.
Nereleri gezmeliyim?
Atina’yı gezmeye başlamak için ilk durağınız dünyaca ünlü Atina Akropolis’i olacaktır. Kelime anlamı ‘yüksek şehir’ olan akropolisler arasında Atina Akroplisi Antik Yunan’ın sembolü olarak görülmekte. Neredeyse tüm şehri tepeden görebileceğiniz bir yükseklikte kurulu olan akropolisin tarihi M.Ö. 5. Yüzyıla dayanıyor. Şuan gezilebilen tüm yapılar dönemin devlet adamı olan Perikles tarafından yaptırılmaya başlanmış. UNESCO tarafından koruma altına alınmış olan akropoliste görebileceğiniz yerler ise şöyle sıralanabilir:
Parthenon: Tanrıça Athena’ya adanmış, akropolisin içindeki büyük sütunlu tapınak. Antik Yunan döneminin en büyük eseri ve demokrasiyi simgeliyor.
Athena Nike Tapınağı: Akropolisin girişinde sağ taraftaki İyon stilinde yapılan ilk tapınak.
Dionysos Tapınağı: Yıkıldığı için ancak kalıntılarını görebileceğiniz antik tiyatro.
Erekhthenion: Kilise ve saray olarakta kullanılmış olan, Athena ve Poseidon’a adanmış tapınak.
Herades Atticus Odeon: Akropolisin girişinde gişelerden önce görebileceğiniz, 161 yılında yapılmış olan olan antik tiyatro.
Özellikle yüksek sezonda Atina Akropolis’ini gezecekseniz, yılda yaklaşık 4 milyon turisti ağırlayan bu görkemli yapının önünde uzun kuyruklar oluştuğunu unutmayarak, akropolisi yoğunluğun daha az olabileceği sabah saatlerinde ziyaret etmeyi düşünebilirsiniz. Özellikle Parthenon’a ulaşmak için şehrin tepesine tırmananız gerektiğinden, rahat ayakkabılar tercih etmenizde ve yanınıza su mataranızı almanızda fayda var. Akropolisin panoromik şehir manzarası sunan ve mükemmel bir fotoğraf çekme noktası olan Philopappos Tepesi ise çıkış noktasının tam karşısında yer alıyor.
Atina’da gezilecek yerler elbette ki Atina Akropolis’i ile sınırlı değil. Atina’nın en canlı, en güzel bölgelerinden biri olan Plaka, eski şehir sokaklarını keyifle dolaşabileceğiniz, popüler tavernalarında lezzetli yemekler tadabileceğiniz ve tasarım mağazalarından bol bol alışveriş yapabileceğiniz bir yer. Plaka ile akropolis arasında yer alan küçük ama sevimli bölge Anafiotika ise Atina’nın old town bölgesi olarak anılıyor. Eğer old townları seviyorsanız, Arnavut kaldırımlı daracık sokaklarında ve tarihi dokusu bozulmamış, çiçekli balkonları olan taş evlerin önünde unutulmaz fotoğraflar çekebilirsiniz. Sokak sanatlarını seviyorsanız şehrin bohem mahallesi Psiri’de bir yemek molası verebilir ya da hipster barlarında kokteylinizi yudumlayabilirsiniz. Atina Bit Pazarı’nın da içinde bulunduğu Monastraki bölgesi, şehrin en kalabalık ve turistik bölgelerinden biri. Akropolisi bu bölgede bulunan roof barlardan fotoğraflayabilir ya da bit pazarından ilginç alışveriş yapabilirsiniz.Tarihte Kraliyet Sarayı bölgesi olarak bilinen, günümüzde ise Atina Parlamento Binası’nın bulunduğu Syntagma Meydanı listenizde mutlaka olması gereken yerlerden. Pazar günleri saat 11.00 da meydanda askerlerin nöbet değişim töreni yapılıyor. Seyahatiniz bu güne denk geliyorsa töreni izlemek hoşunuza gidebilir. 6. Yüzyılda inşa edilen ve Yunan Mitolojisinin en güçlü tanrısı Zeus’a ithaf edilen Temple of Olympian Zeus, Atina’nın en değerli antik yapılarından biri. Antik Yunan’da halkın sosyalleştiği, ticaret ve yönetim ile ilgili kararların alındığı Ancient Agora of Athens, günümüzde değerli antık kalıntıları ile ünlü. İçerisinde Sokrates’in yargılandığı Archon Basileus Royal Stoası, Tanrıça Athena’ya ithaf edilen Hephaistos Tapınağı ve Kutsal Havariler Kilisesi gibi gibi önemli yapıları barındıran agora Atina gezi listenizde mutlaka olmalı. Atina Agora’sının yakınlarında yer alan Roma Agorası ise şehir Romalılara geçince inşa edilmiş ve 19. Yüzyıla kadar Atina’nın ticaret merkezi olarak kullanılmış. Atina’nın aristokrat yeri Kolonaki ise moda, eğlence, kültür sanat etkinlikleri ile son dönemlerde dikkat çekiyor. Şehrin yeni ve lüks yüzünü yansıtmayı başaran bölgede çok sayıda şık taverna, birçok seçkin butik ve zarif binalar görmeniz mümkün. Alışveriş yapmak için trafiğe kapalı bir cadde olan Ermou’yu, doğa ile başbaşa kalmak için Ulusal Bahçe’yi tercih edebilirsiniz. Son olarak tamamı mermerden yapılmış olan ve kökleri 2000 yıl önceye dayanan Panathenaic Stadyum’unun, tarihte birçok önemli olaya tanıklık etmesi ve Tanrıça Athena’yı simgelemesi bu yapıyı görülmeye değer kılıyor.
Bonus: Özellikle yaz aylarında Atina’ya seyahat ediyorsanız, 2,5 saatlik bir feribot yolculuğu yaparak Yunanistan’ın popüler adası Mykonos’a geçebilirsiniz.
Nerede, ne yemeliyim?
Türk mutfağına çok benzeyen Yunanistan, yeme içme açısından hiç zorluk çekmeyeceğiniz bir ülke. Caciki (cacık), dolmadakia (yaprak sarma), papucakia (karnıyarık), keftedes yada keftedakia (köfte), suvlaki (çöp şiş), gyros (pide arası döner), gemista (dolma), musakas (musakka), suvlaki (çöp şiş), horiatiki (yunan salatası), bugaça (börek), tiropita (peynirli börek), stifado (yahni), kefalotiri saganaki (kızartılmış peynir), loukoumades (lokma), halvas (helva) ve baklavas (baklava) yapılış olarakta, isim olarakta Türk mutfağıyla çok benzer lezzetler. Bununla birlikte Atina’da mutlaka deniz ürünlerininde tadına bakmalısınız. Yunanlıların gün içerisinde bolca tükettiği soğuk kahve frappe ve Türk kahvesine benzeyen ellinikos ta seyahatinizdeki molalarınıza eşlik edecek. Tat olarak rakıya çok benzeyen, üzümden yapılan Çipuro ve tahıl ya da üzüm kullanılarak yapılan uzo ise tavernalarda akşam yemeklerinizin vazgeçilmezi olacak. Yunanistanda restaurantlara taverna adı veriliyor. Plaka bölgesinde canlı müzikte yapan, eğlenceli ve popüler tavernaların sayısı oldukça fazla.Akşam yemeğinizi Taverna Klimataria’da yiyebilir, kokteylinizi Baba Au Rum ya da The Clumsies’te içebilir, akropolis manzarasına karşı gün batımını izlemek için A For Athens’e uğrayabilirsiniz.
Kiminle gitmeliyim?
Yıllarca komşuluk ettiğimiz bu sıcak ve samimi ülkenin başkenti, hem çocuklu, hem yalnız hem de arkadaş gurubunuzla seyahat etmeye çok uygun Eğer antik kentleri doyasıya gezmek, Plaka’nın neşeli tavernalarında sabahlara kadar gezmek istiyorsanız seyahatinizi çocuksuz planlamakta fayda var. Çocuğunuzla bu güzel şehri keşfetmek isterseniz de özellikle Atina Akropolis’ine kesinlikle bebek arabanızı götürmeyin. Bu şehri kiminle keşfederseniz edin, siyaset işin içine girmediği zaman, iki halkında aslında birbirlerine ne denli benzediklerini ve birbirlerini nasıl sevip saydıklarını çokça hissedecekseniz.